FİLMLER


afisKIRLANGIÇLAR SUSAMIŞSA (27.Tokyo Film Festivali) (Yapımcı Murat Başman)

Karadeniz’in bir dağ köyünde yaşayan Murat, fotoğraf ve belgesel filmler çeker. Köyde dingin bir hayat sürmekte olan Murat, dağlarda ve kayalıklarda yeğeni Burak’a kırlangıçların gizemli hikayesini anlatır. Amcasından etkilenen Burak, kendi düş dünyasındakikırlangıçlariçin yuva yapmaya başlar. Öte yandan, Murat’ın kendi ile ilgili bir takım sıkıntıları vardır. Köyde kalmakla gitmek arasında kararsızlıklar yaşadığı bir dönemde yaylaya ilginç bir adam gelir. Bu adam uzun yıllardır köyünden uzak yaşayan Harun’dur. Kısa zamanda Murat ve köylüler, Harun’la dost olurlar.

Murat için her şey yolunda giderken, bir sabah telefonda HES’çilerin jandarma refakatında bir kez daha vadiye geldiği bilgisi ulaşır. Murat ve köylüler HES’çilerin konuşlandıkları yere akın akın giderler. Gergin bir bekleyiş sonrasında bütün tehditlere karşı yılmayan köylüler sonunda HES’çilere saldırır. Bu inançlı direnişin sonucunda kolluk kuvveti (jandarma ve polis) ile vadiye gelen HES’çiler bir kez daha geri püskürtülür.

YENİ HAYAT (TRT- Yapımcı Murat Başman)11898650_943732635667963_2278227075950103622_n[1]

Aşçılık kursuna giden Orhan ve Arnavut asıllı Şirin’in aşkını romantik-komedi türünde ekranlara sunacak olan Yeni Hayat filminden eğlenceli bir video. Bu aşçılık ve yemek filminin senaristliğini Volkan Girgin üstlenirken, yönetmen koltuğunda Serkan Acar, görüntü yönetmenliğinde ise Sinan Güngör yer alıyor. Başrolleri ise Tayanç Ayaydın, Gülçin Santıracıoğlu, Ahmet Gülhan ve Sabriye Kara paylaştı.

 

BİZİM  KRİNO (Belgesel -Yapımcı Murat Başman )

Krino Kafato, kendi el yazısıyla tuttuğu notlarda, dedesinin babasının İtalya’nın Toskana Eyaletinde, Floransa’ya yakın bir yerde dünyaya geldiğini yazar. 1854 tarihinde Osmanlı Rus savaşında, Fransız,İngiliz ve İtalyan askerleri Ruslara karşı savaşmak için Osmanlıların yanında yer alırlar. Büyük dedesi İtalyan ordusunda, general olarak bu savaşta görev başındadır. Savaş bitince büyük dedesi İtalya’ya dönemez. Çünkü İtalya’da Garibaldi isyanı çıkar. Kral yanlısı olan büyük dede, Osmanlı Sultanından sığınma talep eder. Sultan, Kafato ailesinin bu isteğini geri çevirmez ve onların Trabzon’a yerleşmelerine yardımcı olur.

General Kafato Trabzon’a yerleşir yerleşmez ticarete atılır. Yapmış olduğu iş keresteciliktir. İş gereği gitmiş olduğu Maçka ormanlarında bir gün haydutların tuzağına düşürülüp öldürülür.

General Kafato ‘ ların çocukları artık Trabzonludurlar. Kafato’ lar otel ve lokanta işletmeciliği yapmaya başlarlar. Ünlü Trabzon Yeşilyurt Otelinin işletmecileri işte bu ailenin fertleriydi, yani Krino Kafato’nun amcası ve babası…

1924 yılında Trabzon’da doğup büyüyen Krino Kafato, Trabzon’un keskin kültürüyle kendini yetiştirir. Cumhuriyet ilkokulundan sonra Trabzon Lisesini bitiren Krino Kafato, soluğu İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp fakültesinde alır. Genç Kafato burada eğitimini sürdürürken, tutukluyla bağlı olduğu futbola devam eder. Eğitimini tamamlayan Dr. Krino yeniden Trabzon’a döner ve Trabzon’da muayenehanesini açar. Doktorluk görevini ifa ederken Krino, bu defa ilk spor hayatına başladığı kulüp olan İdmanocağı’ nda bu defa yönetici konumunda emek verir.

Trabzon’dan göç başladığı yıllar Krino’yu tedirgin eder. Ve gün gelir bu göç kervanına kendisine de katılır. Bir gezi sırasında gittiği Kanada’ya yerleşir. Krino orada evlenir ve yeniden bir yurt edinir. Fakat Krino Trabzon’dan ve Türkiye’den asla kopmaz.  94 yaşında hala Kanada’da yaşayan Krino Kafato sağlığı el veremediği için artık sık sık memleketi Trabzon’u ziyaret edemiyor.

Kırım savaşında yer alan asker bir ailenin çocuğu olarak Trabzon’da dünyaya gelen Krino Kafato özelinde, bir zamanların Trabzon’u anlatmak istedik aslında. 100 yıl öncesinin Trabzon’unu, Trabzon mozaiğinde yer alan renkleri ve o renklerin sahiplerinin aidiyet duygusunu.

Resmi tarih dayatılandır. Asıl tarih hafızalardır ve onları bulup çıkartmaktı görevimiz. Onun gözüyle Trabzon’a bakmak, onun anlattıklarını araştırmak, yorumlamak istedik.

Beğenilmesi umuduyla…..

Murat Başman

GÜVEN ( Yapımcı Murat Başman )

IMG_5937

55.Antalya Film Festivali Yarışma Filmi 

2019 – 7.Antakya Film Festivali En İyi Senaryo Ödülü

Yönetmen Sefa Öztürk ilk uzun metraj filmi Güven’de aile, güven ve şüphe gibi kavramları çarpıcı bir üslupla perdeye aktarıyor. Sıradan bir hayat yaşayan Ali ve Meryem, geçmişlerinden bir figür olan Ferit’in tekrar ortaya çıkmasıyla büyük bir sarsıntı yaşar. Ferit, Meryem’in daha önceki aşkıdır ve ondan bir de çocuğu olmuştur. Kısa süre sonra Ferit’in şüpheli bir biçimde ölmesi bütün saklı meseleleri ortaya çıkarır. Ali ve Meryem artık her şeye rağmen birbirine güvenmek zorunda olan gerçek bir ailedir.

KİTAPLAR

135632-9789757447658_MEDİSTASYONUMU  KURTARIYORUM

Av.Murat Başman’ın “İstasyonumu Kurtarıyorum” adlı kitabı alanında ilk ve tek kitaptır.

Kitabın Önsözü:

DİKKATLİ  OKUYUNUZ

Bu bölümün adını ÖNSÖZ koysaydık, eminim ki okuyucuların büyük bir bölümü bunu bir zaman kaybı olarak görecek ve hemen kendisini ilgilendiren bölümlere geçecekti. İşte başımıza gelenler bu acelecilikten ve kuralsız hareket etmemizdendir. Oysa ki ÖNSÖZ yazısının da bir amacı vardır; olmasaydı binlerce kitapta binlerce yazar neden böyle bir sayfaya gerek duysun.

Bu kitabı hazırlamamdaki en büyük sebep, konunun büyük bir kitleyi ilgilendirmesine rağmen, bu konuda çalışma yapan pek az kişinin olmasıydı. Özellikle dağıtım şirketlerinin avukatları, enerji hukukunda araştırma yapan üniversite öğretim üye ve görevlileri, konuyla ilgili kamu kuruluşlarının hukukçuları dışında bu konu kimseyi çok fazla ilgilendirmemekteydi. Bir tesadüf olmasaydı, benim de arabama benzin almaktan öte bu konuyla ilgim olmayacaktı.

Yöneticiliğini yaptığım www.istasyonlaw.com internet sitesine gelen sorular son bir yıl içinde o kadar yoğunlaşmıştı ki, internete giren bayilerin dışındakilere de bilgilerimizi ulaştırmamızın gerekli olduğunu anladık. Bunun en klasik yöntemi de kitaptı.

Gelelim kitabın gerçek amacına. Biz biliyoruz ki, özellikle EPDK cezaları ve intifalar hakkında Rekabet Kurulu’nun son kararlarını, yörenizdeki hukukçuların büyük bir bölümü takip edememektedir. Zira bu konu çok güncel hukuki ihtilafların dışında, ayrı bir çalışma alanıdır. Bu sebeple soru ve sorunlarınıza hemen cevap alamamanız normaldir.

Biz, mesleki açıdan hakim olduğunuz Petrol ve LPG Piyasasının hukuki durumunu da burada size açıklamak istedik. Ancak bu kitabı eline alan arkadaşımın, bir hukukçuyla birlikte hareket etmesi kendi menfaatine olacaktır. Kitabı önce dikkatlice okuyun. Kitap basit bir dille yazılmış olsa da, hukuki bölümlerin bundan daha fazla basite indirgenmesi zordur. Bu sebeple bilgilerinizi hukuki boyutta güncelleyin ve içinde bulunduğunuz olayları bu bilgilerle birlikte avukatınıza anlatın. Dağıtım şirketlerinin, EPDK’nın, Rekabet Kurumu’nun hepsinin hukuk departmanları bu konuda yetkin ve uzman avukatlardan oluşmuştur. Sizin de bir avukat yardımı almadan onlarla yarışmanız son derece güç ve hatta imkansızdır. Unutmayın sadece ben haklıyım demek yetmez, hukuken neden haklı olduğunuzu da ispat etmeniz  gerekir.

Anlayamadığınız veya kitapta bulamadığınız soru ve sorunları  info@istasyonlaw.com adresine mail olarak gönderebileceğiniz gibi klasik yöntemler olan faks ve mektuplara da cevap vereceğiz.

Umarım faydalı oluruz. Herkese başarılar. Kolay gelsin.

Av.Murat Başman

KENTİN  ODAĞINDA  BİR  UZUNSOKAK

Bir kentin yolunu, tarihini, coğrafyasını, denizini, toplumsal hayatını, geçirdiği değişimleri, insan tiplerini, atmosferini, doğa güzelliklerini, unutulan değerlerini, yeme içme kültürünü, gecesini gündüzünü, yazını kışını, folklorunu, eğlence hayatını, daha bin türlü özelliğini, herkes kendince görür. Tarihçi başka, coğrafyacı başka, turizmci başka, asker başka, öğretmen bambaşka bir gözle görür ve kendi bakış açısıyla yazmak ister.

Ama bir yazar-edebiyatçı, kendince bir duyarlıkla yaklaşır kentine. Çevresine gönül gözüyle bakar. Kendisini değişik insanların yerine koyar, onların yüreğiyle de hissetmeye çalışır, öylece yazar… Yazar yazdığı zaman, birçok kimse o yazıda kendi duygularını, düşünüp de söyleyemediklerini bulur. Kendisinden önce yazılmış olanları da anımsamak ister…

Bu düşünceden yola çıkarak, Trabzon’un yirmi iki edebiyatçı yazarı, yine Trabzon’un yirmi iki semtini kaleme alındı. Okurla aynı zamanda buluşan bu yirmi iki kitaplık dizi hem bir ilk olması hem de Trabzon’un son elli yılına tanıklık etmesi ve yazarlarının kente kolektif bir armağanı olması açısından yüksek değer taşımaktadır.

241 KDBK

Av.Murat Başman’ın askerlik anılarını derlediği kitabın arka kapağını asker arkadaşı Volkan Konak yazdı.

” Sevgili Tertip;

Yalın, berrak bir su gibi hem de dibi görünebilecek kadar berrak dizelerini okudum. Hayatımda özel bir yeri olmadığını zannettiğim anılarımın, aslında çok ta kıymetsiz olmadığını fark ettim. Sağol… Betimlemelerini ve espirili bir dille anlatımını çok beğendim. İnan resimler geçti gözümden, yere vuran ayakların altında ezilen ve patlayan tohumların muzaffer uğultusunu duydum yeniden. Yazmaya kıymet veren ellerine ve yaşamayı ciddiye alan öpülesi yüreğine sağlık. Cümlelerinin içindeki sessiz çığlığı duydum ve sanki şu sözleri getirdiler bana;

Sabret yüreğim sabret güneş doğacak.
Amasya’nın dağları kan kırmızı olsada
Uzakta bir yerlerde özgürlüğün sesi var
Elbisemde on dört cep, sol cebimde canım var.
Vurulupta düşmedim ama yüreğimde yara var.

En derin sevgilerimle;
Volkan KONAK ”